POLİTİKA 

KENTSEL BÖLÜŞÜM

Tam 28 gün sonra büyük yıkımın üzerinden 1 sene geçmiş olacak.

2023 yılının bir an evvel bitmesini bekleten 6 Şubat depremlerinin ardından 365 gün geride kalacak.

365 günün her saati ülkemiz için korku dolu, endişe içerisinde geçti ki hâlâ da öyle.

Herkes odaklandı, “Büyük Marmara Depremi ne zaman olacak?” diye bekliyor.

Peki, bunca zaman geçerken neler yapıldı, vaat edildi ve gerçekleşti?

Herkes seçim derdine düşmüşken depremi göz ardı etmemek gerekli.

Mega kent İstanbul’a bir kez daha talip olan Ekrem İmamoğlu, hükümeti deprem politikası eksikliğinden eleştirirken kendi aday tanıtım toplantısında ne kentsel dönüşümü ne depremi ağzına aldı.

Her belediye başkanı ve adayı reklamını yapar, bütçe ayırır ancak bu para ölümle sonuçlanabilecek yıkıcı depremlerin önüne geçmez!

Allah muhafaza, büyük İstanbul depreminde de can kayıplarını “onurla” girersiniz billboardlara!

Bütçeyi gururla kabul ettik, depremi es geçtik, binlerce insanımızı katlettik” yazarsınız!

Yapılan araştırmalara göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılından itibaren her geçen dönem deprem bütçesi eksilmiş durumda.

Peki, neden?

Reklamlar, giydirmeler, broşürler, sağa sola dağıtılan paralarla gündemde kalmak cazip gelebilir de yaklaşık 16 milyon insandan daha mı önemli?

İstanbul’da deprem olmadan durduğu yerde yıkılabilecek binlerce bina varken kentsel dönüşümü bu seçimlerde ağza almamak biraz garip doğrusu.

Bu ne demektir, bilir misiniz?

Biz seçimleri hele bir kazanalım da gerisi Allah kerim!

Allah kerim, onda şüphe yok!

Seçimi kim kazanırsa kazansın kentsel dönüşümün bir an önce başlatılması gerekli Türkiye’de.

Baretlere imza atılıp an ölümsüzleştirilsin de binalar artık öldürmesin…

Yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’deki yapıların yüzde 50’sinin yenilenmesi gerektiğini söylüyor. Kentsel dönüşüm yapılırken de binaların güçlendirilmesi şart!

Geçtiğimiz hafta Japonya’da meydana gelen 7,6’lık depremde can kaybı sayısı 110’du. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dilerim.

Can kaybı sayısının çok az olması, hatta hiç olmaması için diğer ülkelerin deprem çalışmalarını örnek alabiliriz. Örnek alalım almasına da gözü doymayan bazı müteahhitlerle nasıl baş edeceğiz?

Öyle gözü para hırsı bürümüş sözde müteahhitler var ki adım gibi eminim 6 Şubat depremleri asla ders olmadı onlara.

Yıkılsın, yenisini yapar, yine rant sağlarız!

Zihniyet temizlenmediği müddetçe bizim işimiz çok zor.

Bu zihniyetlerle de baş etmenin yolu:

DENETİM!

DENETİM!

DENETİM!

Size Mersin’den bir örnek vermek isterim.

68 yaşındaki Hüseyin Çakarel

Mersin’in Yenişehir ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde metruk bir binada yaşıyordu. Bina yıkılmış ve Hüseyin Amca da o enkaz altında kalmıştı. Tesadüfen yoldan geçen bir vatandaş durumu görüp bildirmiş, ancak Hüseyin Amca kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesini kaybetmişti.

İlçe belediyesinin bir çalışanı da görmemiş mi ya da duymamış mı?

Onca denetim yapıldığını iddia edenler adamın ölümünü gördükten sonra hiç rahatsızlık duymadı mı?

Şahsi fikrim: Duymadı.

Malum seçim var…

O ölmüş, ona haksızlık yapılmış, bu bina yıkılmış ve adam 3 gün enkaz altında kalmış kimin umurunda?

Orhan Veli’nin ‘Cımbızlı Şiir’i bu durumu ne de güzel özetliyor:

Ne atom bombası/ ne Londra Konferansı/ bir elinde cımbız/ bir elinde ayna/ umurunda mı dünya!

Rutin denetimin yerini güvenilir ve sık denetim almış olsaydı Hüseyin Amca ölmezdi, o binanın tespiti yapılmış, yıkımı gerçekleşmiş olurdu ve yerine ne yapmak isterlerse onu da kolaylıkla yaparlardı!

Böyle durumların tekrarlanmaması çok önemli…

Kentsel dönüşümü kentsel bölüşüm diye anlayan zihniyetlerin değişebildiği nice zamanlara…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar